Hürriyet

28 Aralık 2010 Salı

NEREDE O ESKİ GÜNLER

Hep bayramlarda ramazanlarda deriz "nerede o eski günler" diye... Ben bunu her gün söylüyorum, haberleri izlerken genelde. Ev sahibi tarafından karda kışta sokağa atılanları, açlıktan ölen bebekleri, yavrusuna 25 krş harçlık veremedi diye ağlayan işsiz babaları, vs vs..Ben sadece onlarla birlikte gözyaşı döküyorum izlerken. Küçük küçük kendi çapımda etrafımda birşeyler yapıyorum elbette ama daha fazla yapabilmek isterdim.

Kendime ve kızıma yetecek bir hayatın maddi anlamda dışına çok çıkamayan biri olarak her gün yalvarıyorum "Allahım bana örneğin şu sokağa atılan aileye "al bu ev sizin oturun", babaya "al tapu da senin, sen çalış çocuklarına bak sadece" diyebilme lüksüne sahip olabilecek kadar bir zenginlik ver" diye. Bir insanın yüzlerce evi olabilen bu ülkede sokakta evsiz barksız ailelerin olması içimi acıtıyor. Zannediyorum ki sorun organizasyonsuzluk. Yani yola "sokakta yaşayan kalmasın", "açlıktan ölen kalmasın" diye çıkabilmek, geniş kitlelere ulaşabilmek..Çok güzel bir sürü şey yapılıyor onları da izliyoruz mutlu oluyoruz ama hala var sokakta kalan aileler, açlık sınırında yüzlerce bebek, çocuk...

Eskiden her zengin aile oturduğu sokakta fakir olmasını kendine utanç kaynağı sayarmış. Konaklar varmış o dönemlerde. Konak müdavimleri aç açık bırakmazmış, paylaşırmış. Şimdi "nerede o eski günler" diyorum. Zengini de fakiri de kendi yaşam kavgası içinde kaybolmakta. Etrafına bakmaya vakti yok kimsenin...

Amaaan bilmiyorum öyle esti yine..Çok üzülüyorum çok...Özellikle çocuklar. Her çocuğun sıcacık bir yuvada tok uyumaya ihtiyacı var, ne yapmalı nasıl yapmalı..Düşünelim hep birlikte düşünelim çok geç olmadan, çok can yanmadan!

Hiç yorum yok: